Her ne kadar modern hayattın insanların arasına koymuş olduğu mesafeleri insanlar sivil toplum örgütleriyle cözmeye çalışmışlarsa da modern hayatın karşımıza çıkartığı farklı sorunlarla yüzleşmekteyiz. Aileler atavatanlarından ayrılmaları nedeniyle yabancı şehirlerde doğup büyüyen, kültürlerine yabancı ikinci ve üçüncü kuşaklar oluşmaya başladı. Bahsettiğimiz bu ikinci ve üçüncü kuşaklar kimi zaman öz yeğen olmalarına rağmen birbirlerini tanımaz konumlara gelmişlerdir. Aynı köy yaz tatillerini geçirmek için geldikleri atavatanlarında bile birbirlerinden yabancılaşmış akrabalarla karşılaşmak artık mümkün. Günümüzde akrabalar arasındaki bu fiziki bağları aile büyükleri sağlamış olsa da; bu çok tehlikeli bir durumdur. Şöyle ki; üst soydan sonra tamamen birbirini tanımayan akrabalarla karşılaşmamış mümkündür.
Modern hayatta bu sıkıntıları gören aileler merkezini kendi sülaleleri olarak belirleyerek kültür birlikteliklerini sağlayamaya çalışmışlardır. Aile içi sosyalleşmelerini tamamlayan ve ilişkilerini birincil ilişkilere çevirebilen bazı aileler ise zamanla homojen yapılarının içinde iktisadi bir değer haline gelerek ekonomide veya sivil toplum örgütlenmesinde yerlerini almışlardır.
Peki nerden başlanmalı ? Ne yapılmalı ?
Akraba ilişkilerini mümkün olduğunca birincil ilişkiye cevirebilen aileler üç basit adımlarla bunu başarabilmişlerdir. İlk adım atayurtlarından uzakta bulunan tüm akrabaların köylerine ziyaret planlayanların, bu ziyaretlerini veya tatillerini daha önceden belirlenmiş tarih aralığına mümkün olduğunca denk getirmeleridir. Böylece sülale fertlerinin mümkün olduğunca aynı köyde aynı tarihte olmaları sağlanacak. Böylece teknolojinden ve karabalıktan uzak aynı sülale fertleri çocuklar, büyükler yaşlılar ister istemez unutulan ilişkilerin geri dönmesini sağlayacak sürecin başlamasını tetikleyecektir.
İkinci adımda ise belirlenen bu tarih aralığında bir aktivitenin düzenlenmesidir. Bu aktivite genellikle büyük aile piknikleri kabul görmüştür. Ancak bazı aileler festival tarzı organizasyonlara da imza atabilmektedirler. İsmini ne koyarsak koyalım amaç köyde dağınız halde bulunan sülale fertlerinin belli günlerde tek merkezde toplanması bu şekilde ilişkilerin güçlendirilmesidir. Üçüncü adım ise ise artık atayurtlarında fiili irtibatları kesilen akrabaların irtibatlarının kopmaması için yapılan örgütlenmelerdir. Bu örgütlenmeler bazen fotoğraf paylaşılan bir sosyal platform olduğu gibi bazen de bazı özel cep telefonu uygulamaları olabilmektedir. Ancak bu olayı uzun soluklu bakan aileler için bu Dernekleşme ve dahada ilerisinde Vakıflaşma ile son bulmaktadır.Netice itibariyle karşımızda iki yol vardır. Ya birlikte bu adımları atarak torunlarımızın birbirlerini akraba olduklarını bildikleri bir ortam yaratacağız, yada birkaç kuşak sonra soyismi benzeyen insanlar olacağız. Bunun ayrımını iyi yapmamız gerekiriyor. Belkide çocuklarımıza veya torunlarımıza bu bağı bırakmaya borçluyuz.